“Hiçbir ayna, tekrar demir olmadı. Hiçbir ekmek dönüp de yeniden buğday olmadı. Hiçbir üzüm tekrar koruk hâline dönmedi.
Piş ve olgunlaş, yani iyice yan ki, bozulmaktan kurtul!”

23 Temmuz 2011 Cumartesi

tatil dönüşü...

yollara düştük,tebdili mekanda ferahlık vardır diye,hem de yazları artık yazlık evlerinde geçiren annem ve babamı ziyaret edelim diye.yolla çıkmadan önceki gün dostlarla buluştuk,muhabbet tazeledik,yol boyunca da gönlümde oldular böylece.gittiğimiz heryerde hep beraber de gelelim diye dualarla devam ettik yola.
insanoğlu kuş misali derler ya,ne zaman gittik ne zaman döndük anlamadık.içimizdeki dinginlik olmasa,döndükten sonra hiç gitmemiş gibiyiz.bu sefer berat gecesini  denizin kenarında geçirdik ,geçen seneyi özlemle anarak(geçen sene berat kandilinde mekke'deydik)  herşey sonlu,her lezzetin tadı damağımızda,sonsuz kavuşma ahirette inşaallah.
Rabbim hepimize merhamet etsin inşaallah....

yolumuz konyadan geçti önce,konya'ya girmeden altınekin'de aynur anneyi andık,dua ettik,yokluğunun kocaman boşluğu içimi üşüttü.sonra yerini emanet ettiği güzel geldi aklıma,tekrardan ısındı içim.konya'ya girdik sonra yeşil kubbe karşıladı bizi,medine gibiydi.....Nebisine aşık bir veli...Şems hz.'leri sonra,dostlar ençok orda aklıma geldi,aşk duası ettim bolca  Şems hz.'leri aşk  malum,O'nu ve Mevlana'yı biraz olsun anlamama yardımcı olan dostları verdiği için hamd ettim Rabbime.ne güzel şehir Konya,ne güzellikler barındırıyor bağrında, Sultan-ül Ulema Bahaddin Veled,Hacı Veyis Efendi hz.,Hacı Veyiszade Mustafa Efendi,Tahir Büyük körükçü Hoca,Sarı Emmi,Hulusi Baybal,Şeker Hoca..ve daha niceleri.konya'yı gezmek hep zevk verirdi bize ama bu sefer daha bir mest etti şehir bizi.gene hayıflandık Ankara da oturuyoruz diye,kurak bir çöl misali.....
giderkende dönerkende nefes aldığımız yer oldu konya.

konya gezimizi bitirip Anamura doğru yola çıktık,daha doğrusu Anamurdan 30 km.önce olan Tekeli köyüne doğru.yollarının fazlaca virajlı olmasından ötürümü(malum torosları aşıyoruz),yoksa halkının beldenin gelişmesini,turizme açılmasını istememesinden mi bilmem buralar köy halini koruyor hala.halkı seralardan,muz üretiminden kazanıyor.yazlıçılardan para kazanmaya çalışmıyor,upuzun bir sahili var ama orayı güzelleştireyim,gelip gezenlerden para kazanayım ticaret yapayım demiyor.neredeyse gelenler biran önce gitsin diye gözlerine bakıyorlar,karışmıyorlar ayrı duruyorlar.bu da özlerini korumaya devam etmelerini sağlıyor.ne bir bar var ne de disko,ama hemen her dükkanda içki var malesef,burasını da bir türlü anlayamıyoruz.sessiz sakin tam kafa dinlemelik bir yer kısaca.bolca dinlendik annemlerin yanında,bolca yüzdük.deniz ne büyük bir nimet,ne kadar kalsamda doyamıyorum ne seyretmeye ne de yüzmeye.uzun uzun suya bakmak nasıl rahatlatıyor insanı,çok üzgün ve sinirliydim bir gün,suya attım kendimi hırsla,dalgalar öyle güzel okşadı,deniz öyle güzel sardı ki toza döndü
içimdeki herşey,hepsini unuttum.zaten evden çıkar çıkmaz çiçek kokuları aklını başından alıyor insanın,denizse iyice kendinden geçirip hiçliğini hatırlatıyor.çaresizliğini,muhtaçlığını,hem ürkütüyor,hem sevdiriyor kendini.
sonsuz görüntüsünün yanında bir hiç olan ben.kıyıdaki kayalar Hocamızı hatırlattı hep,'kızım,deniz kenarındaki kayalara bakın,hiçbir sivrilikleri,keskinlikleri yoktur,dalgalarla dövülmeye sessizce boyun eğdiklerinden pürüzsüleşmişlerdir,bizde kıyıdaki kayalar gibi olacağız'
demişti bir sohbetinde.gerçektende kıyıdaki taşlar bile
dalgaların vuruşundan parlamış,pürüzsüleşmiş,güzelleşmiş.
denizden uzaklaştıkça keskinlikleri artıyor....
ahhh ne çok ders var kainatta, bir okuyabilsek... 
su nimet,deniz nimet Rabbim elimizden almasın...

                                          mamure kalesi;
onca yıldır hala ayakta,eskilerin yapıtları,bizim yaptıklarımıza göre ne kadar da sağlam,güya bizde uzay teknolojisi! var,ama onlarda da kocaman bir ihlas var gözüküyor.yaptıkları hemen herşey,her kale,cami,medrese.....
bunca yıldır ayakta...
                                          püfür püfür camii;
tekeli'nin bağlı olduğu bozyazı ilçesindeki,gerçek ismini unuttuğum püfür püfür cami(kardeşim burayı hep böyle adlandırır).avlusunda tatlı tatlı esen meltemle denize karşı namaz kılmak muhteşem birşey.
imamına gıbta ederiz hep.:)




3 yorum:

nghnca dedi ki...

evliyaları neden denize benzetiyorlar ki pınarım,hatta kimini okyanusa....

pınar dedi ki...

deniz engin,sonsuz,içinde kayboluyorsun,bütünleşiyorsun denizle,içine girince bir parçası oluyorsun,ve sakin kaldıkça üstünde tatlı tatlı yüzüyorsun,panikleyip çırpınınca batıyorsun,yani teslim oluyorsun suya ve koca bir sonsuzluk deniz,Rabb,sen ve deniz..kurtulabilmek için içtenlikle,yanarak,aşkla,yalvararak dua edilecek bir yer deniz....
bilmem ki nagihanım,derin konular bunlar,bense daha sadece bata çıka yüzmeye çalışıyorum,
daha dalmayı bilmiyorum.....

supraa dedi ki...

Tekeli değil Tekmen arkadaşım.Birde Akdeniz Camii.Bozyazı halk pazarının az ilerisinde.Herkesin gidip görmesini tavsiye ederim 15 senem burada geçti.:)