“Hiçbir ayna, tekrar demir olmadı. Hiçbir ekmek dönüp de yeniden buğday olmadı. Hiçbir üzüm tekrar koruk hâline dönmedi.
Piş ve olgunlaş, yani iyice yan ki, bozulmaktan kurtul!”

23 Ocak 2013 Çarşamba

kandilimiz mübarek olsun..




  Bizi Efendimiz Muhammed Mustafa (sav)'in sancağının altında,cemaatiyle haşreyle.kevser şarabından kaseyle içir,muhabbetiyle faydalandır.Amin..


ey alemlerin Rabbi Allahım..bugünün hatırına dualarımızı kabul eyle...
kandilimiz mübarek olsun...

Ol Rebiûl evvel âyın nîcesi
On ikinci gîce isneyn gîcesi
Ol gîce kim doğdu ol hayrûl-beşer
Ânesi anda neler gördü neler
Dedi gördüm ol habîbin ânesi
Bir acep nûr kim güneş pervânesi
Berk urup çıktı evimden nâgehân
Göklere dek nûr ile doldu cihân
Gökler âçıldı ve feth oldu zulem
Üç melek gördüm elinde üç âlem
Bîri meşrik bîri mağribde anın
Bîri dâmında dikildi Kâbenin
Bildim anlardan kim ol halkın yeği
Kim yakîn oldu cihâna gelmeği
İndiler gökden melekler sâf sâf
Kâbe gibi kıldılar evim tavaf
Hûriler geldi bölük bölük
Buğûr yüzleri nûrundan evim doldu nûr
Çevre yânıma gelip oturdular
Mustafâ'yı birbirine muştular
Dediler oğlun gibi hiç bir oğul
Yâradılâlı cihân gelmiş değil
Bû senin oğlun gibi kadr-ı cemîl
Bir anâya vermemiştir ol Celîl
Ûlu devlet buldun ey dildâr sen
Doğiserdir senden ol hulk-ı hasen
Bû gelen "ilm-î ledün" sultânıdır
Bû gelen tevhîd ü irfân kânıdır
Bû gîce ol gîcedir kim ol şerîf
Nûr ile âlemleri eyler latîf

       Allâhümme salli alâ Muhammediv
              Ve alâ âli Muhammed             
                                                  (mevlid-i şerif veladet bahri)



16 Ocak 2013 Çarşamba

öylesine...

teslimim demek...ne kadar zor aslında...ne geldiyse başıma razıyım,geçiciyim zaten burda diyebilmek..onun için bunun için hayaller kurmaktan vazgeçip bana kararladığın neyse o beni bulacak nasılsa..ben yüzümü sana döndüm,sen razı ol yeter diyebilmek...zor...
göçebe ruhu,yerleşik  düzene geçirmeye çalışmak...zor..
göçebe ne demek,istediği yerde gezen,konaklayan,bağlanmayan,yeri yurdu olmayan,bağımsız!!!..hoş gözüksede yok...ruhu yerleştirmek lazım kalbin karşı hizasına...hiç kımıldamayacak şekilde sabitlemek lazım...çokça dua etmek lazım bunun için tevbe etmek...gezdiğim,oyalandığım,her yere tevbe...şurası mı burası mı derken kaybolduğum her yere tevbe..ve şükür cumartesinin varlığına...her seferinde tutuşturulan adresle yolu bulmaya çalışırken yol kısacık gözükürken aslında,hatta kapının eşiğine kadar elimden tutup götürülürken o güzel sayesinde,kendimce kapıdan dönmelerime tövbe....
bir bakara geçti,
üzerimden geçti,yıktı,bozdu,düzeltti,dağıttı,döktü,boşalttı,eksiltti,
fazlalaştırdı,kanattı,ağlattı,uzaklaştırdı,yakına çekti....
sonra sanki ansızın bitti,hiç bitmeyecek gibiydi,bitse artık dediğimizde bile...bitti ama...bende bitemedi,kavuşamadım çünkü hala AMENNERRESÜLÜ'ye..içinde bir yerlerde kaldım...daha önce hiç bir sure böyle yapmamıştı bittiyse bitmiştir deyip devam etmiştim..yada kasas belki..
ama yine de bakara gibi değil...
bakara bitti,herkeste kalan kaldı denildi..benim hayatımda griye hep yer varken bu sefer sadece siyah ve beyaz var..bakara,sıgatullah ve israiloğulları..ilk aklıma gelen..iki uç..iki farklı dağ..ben vadinin en derin yerinde birine çıkmak zor meşakkatli,teslimiyet lazım rıza lazım ama arkası cennet..diğeri kolay hemen çıkılır hoşa gide gide hemde ama arkası uçurum,dipsiz kuyu...
zora talibiz elhamdülillah..çook önceden talip olduk,zora doğru yola çıkalı da çok oldu aslında..
ama nasıl olduda vadinin dibine düştüm yine...
rüzgar...rüzgar tersten esti yine...
olsun rüzgarlara inat,dünyaya inat...

tevbe.tevbe.tevbe...


"Ey Rabbimiz, unuttuk, yahut yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme. Ey Rabbimiz, bizden evvelki ümmetlere yüklediğin gibi üstümüze ağır bir yük yükleme, Ey Rabbimiz takat getiremeyeceğimizi bize taşıtma. Bizden sadır olan günahları sil, bağışla, bizi esirge. Sen mevlamızsın bizim. Artık kafirler ruhuna karşı bize yardım et."

10 Mayıs 2012 Perşembe

bir gececik uyuma

 





Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
Ne olur sabahı et bir gececik.

 




Bir gececik uyuma, ne olur.
Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik dostların gönlü olsun,
Ne olur sabahı et bir gececik.

Bir gececik gözlerimiz seninle aydın olsun,

Kör olsun şeytan bir gececik.
Dünyayı güzel kokular sarsın bütün.
Karanlıklardan ışıklar aksın ovalara.
Sofrandakiler dirilsin bir gececik.

Bir gececik uyuma, ne olur.

Ayrılık kapısını çalma bir gececik.
Bir gececik ata bin, meydana gel.
Gönüller bir gececik rahat olsun,
Göğüsler meydana dönsün bir gececik.

Yeniler giyinelim biz kulların.

Musa gibi sen bir sopa al eline.
Sopa bir anda elinde yılan olsun.
Süleyman gibi sen karincaların yanına var.
Karıncalar bir anda birer Süleyman olsun.

Ne olur, bir gececik kapısını çalma ayrılığın. 

                                                                MEVLANA     
  
 teşekkürler ayşecim...iyi ki varsın...
........................................................................................................


Ve bir genç, şöyle dedi: "Bize arkadaşlıktan bahset."
Ve o cevap verdi:
"Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.
O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.
O sizin sofranız ve ocakbaşınızdır.
Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız.
Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda,
ne 'hayır' demek zor gelir, ne de 'evet' demekten çekinirsiniz.
Ve o sessiz kaldığında,
kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir.
Çünkü arkadaşlıkta, kelimeler susunca,
tüm düşünceler, tüm arzular ve beklentiler,
gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar.
Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız;
Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda
daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın,
dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi...
                                                                        HALİL CİBRAN-Ermiş'ten

                                                                                                                                                                                                                               




3 Mayıs 2012 Perşembe

bir garip pınar


karmakarışığım buaralar..hem benim hemde benden çok uzak...hep dünyada kalacakmışım gibi hissediyorum,hiçbirşey değişmeyecekmiş gibi..hem de yaşamıyor,hayatın içine dahil değilim gibi..ne konuşuluyorsa tefsirde tersiyle hayatıma dahil ediyorum.iyice bi bat pınar dedi ayşe dibi  bir gör bakalım..dipsiz bir kuyuya düştüğümü nerden bilsin..dünyanın dibi yok,battıkça batıyor insan.zorları konuşurken,zorluk kolaylıktan önce gelirken,acıyı tatmaktan hemde iyice acıyı bahsederken,ye_iç_yat dünya sana güzel hissiyle başetmeye çalışıyorum,üstüne bizim bey tarafından umursamazlıkla,hayata karsı rahat davranmakla suçlanıyorum.içim isyan halinde dışım sükunet,pek kimseyle konuşmak-görüşmek de istemiyorum(bizim kızlar hariç)..sonra sadece Ben'e hoşgelenlerimi istiyorum deyip.....
deyip deyip durmak hali....kendime isyan etmek istiyorum...


AYA KIZMIŞIM BEN,
İŞTE BÖYLE, KAPKARANLIK BİR GECE OLMUŞUM.
PÂDİŞAHA KIZMIŞIM, ÇIRILÇIPLAK BİR YOKSUL OLMUŞUM.
GÜZELLER SULTANI GEL DEMİŞ, EVİNE ÇAĞIRMIŞ BENİ,
BEN BİR YOLUNU BULMUŞUM, YOLA BAŞ KALDIRMIŞIM.
SEVGİLİM BAŞ ÇEKER, NÂZ EDERSE,
GAMLARA ATAR, KARARSIZ KORSA BENİ,
BİR KERE BİLE ÂH DEMİYECEĞİM İNAT İÇİN,
ÂH’A DA KIZMIŞIM BEN.
BİR BAKARSIN ALTINLA ALDATIR BENİ O,
BİR BAKARSIN, ŞANLA ŞEREFLE ALDATIR BENİ.
OYSA ALTIN FİLAN İSTEMİŞ DEĞİLİM O’NDAN,
ŞANLA ŞEREFE HELE, ÇOKTAN BOŞVERMİŞİM BEN.
BEN BİR DEMİRİM, MIKNATISTAN KAÇIYORUM,
BİR SAMAN ÇÖPÜYÜM BEN, MIKNATISLARA YAN ÇİZMİŞİM.
BEN ÖYLE BİR ZERREYİM Kİ,
BÜTÜN ÂLEME İSYAN ETMİŞİM.
HAVAYA, TOPRAĞA İSYAN ETMİŞİM,
ATEŞE, SUYA İSYAN ETMİŞİM, ALTI YÖNE İSYAN ETMİŞİM,
BEŞ DUYGUYA İSYAN ETMİŞİM,
AMA TOPRAK, ATEŞ, SU DA NEYMİŞ Kİ,
ALTI YÖNDE NEYMİŞ, BEŞ DUYGUDA NE?..
BENİM, HİÇBİR ŞEY UMURUMDA DEĞİL...
SEVGİLİDEN GAYRI!               
                     MEVLANA...
Ayşe bu hem benim hem senin içindi..isyan ancak bu kadar yakışırdı insana..

12 Mart 2012 Pazartesi

zaman...






Elindeyse zamana,
dur, geçme diye dayat!

Bir sigara içmekten daha kısa hayat...

  N.Fazıl Kısakürek







nicedir yazamıyorum gene,yiğenim yine susmuşsun demese farketmeyeceğim ne kadar zaman geçtiğini.öyle bir geçer zaman ki diye bir dizi var ya az önce fragmanına takıldı gözüm,diziyi izlemiyorum ama anladığım kadarıyla bir ailenin yaşam döngüsü..dizinin ismi çok anlamlı geldi nedense,öyle bir geçiyor ki zaman,bazen döve döve,bazen seve seve ama illa geçiyor hemde öyle bir geçiyor ki..fragmanı izlerken yazamadığım şu zaman içinde bile neler yaşandı hayatımda diye gözümün önüne getirdim,eh dizi kadar reytinglik :) konular olmasada baya bişey yaşanmış.ne yazık zamanın gerisinde kalmak,en kötüsü de yaşadığının farkında olmamak..bakıldığında hiçbirşey değişmiyor gibi sanki her şey aynı ama değişiyor bişeyler,hiç bişey olmasa da insanlar,hayat..
bu aralar ki hayat felsefem _becerebilirsem_'değişmek'..zihnim öyle dağınık ve bulanık ki kelimeleri toparlamakta bile zorluk çekiyorum..değişmek istiyorum,hayatıma değen tefsirle,hayatımı yeniden şekillendirmek istiyorum..islami hayatın sınırlarını kalın çizgilerle çizerken Bakara suresi,çizginin çook dışında kalmışlığımdan kurtulmak,hayatımı yeniden şekillendirip değişmek istiyorum..
hayatlarımızı islami hayat tarzıyla yeniden şekillendirmek
hepimize nasip olur inşaallah...



nagihan,ceren sizi çok özledim...

28 Aralık 2011 Çarşamba

.............

kime benziyorum acaba?
beyazidi bestami hazretlerinin hayatını okurken,hz.Ebubekir'e benzediğini öğrendim.şemailini okurken sami efendi geldi aklıma,O'nun resmi canlandı gözümde,demek O'da hz.Ebubekir'e benziyormuş,hz.Ebubekir(ra)da Resullullah(sav)''e.benzemek,sevmek...kime benziyorum diye bakınca şöyle kendime..bulamıyorum..ne yediklerim benziyor,ne giydiklerim,ne de halim o benzemek istediklerime.günler,aylar nasıl geçiyor anlamıyorum,hiçliğe ulaşmaya çabalarken koca koca kayalar çıkıyor önüme.muharremin naifliğinden sonra,saferin şiddetli hali,bugün ilk çarşambası safer ayının. bolca dua etmek,sığınmak lazım,gözyaşı lazım...


Gözyaşı, salihler için paha biçilmez manevi bir hazinedir.
Gözyaşı, kalbin hassasiyetine rakikliğine delildir.
Gözyaşı, salihin tekâmülüne bir işarettir.
Gözyaşı, Hak yolcusunun yegâne sığınağıdır.
Gözyaşı, nedamet manasını taşır ve Allah’a bir nevi tevbedir.
Gözyaşı, Hakk’ın merhametini tahrik ve merhametini celbeder.
Gözyaşı, yokluğa erenlerin saadet sermayesidir.
Gözyaşı, asinin kurtuluş ipidir, hülasa gözyaşı,
vuslata erenlerin yegâne dayanağıdır.
                              Mahmut Sami Ramazanoğlu

6 Aralık 2011 Salı

Tesbih iyidir...

''Tesbih iyidir.' demiştim bir kehribar tesbih elime geçtiğinde. Gerçekten güzelmiş, iyiymiş. Okul bahçesinde, yollarda, otobüslerde, bir yerlerde otururken dilimi harekete geçiriyor bu tesbih. Beni zikre zorluyor. Sübhanellah diyorum. Eksiklikten münezzeh olan Allah'ı anıyorum. Elhamdülillah diyerek O'na şükrediyorum. Bütün varlığımla Allahu ekber demeye çabalıyorum.Absürd planlar, kurgular yapmaktan alıkoyuyor beni. Ruhum saçma sapan boş hayallere daha az dalıyor. Elim bu tesbihe her gittiğinde, bana bu tesbihi hediye eden zat sebebiyle Nakşi silsilenin ulularını hatırlıyorum.İçimde bir yanış... Bilincimi diri tutuyor bu tesbih. Beni artistlik yapmaktan alıkoyuyor. Günahlarım ve savruluşlarım canımı yakıyor.Diyelim ki otobüsteyim ve ayaktayım. Kitap okumak çok zor. Çünkü otobüs sıkış tıkış, trafikte araçlar zar zor ilerliyor. Elim cebime dalıyor, oradan o kehribarı kavrayıp çıkarıyor. Dilim dönmeye başlıyor ağzımda: La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah... Bir süre sonra kopuyorum o ortamdan. O sıkıntı ve zorluğun etkisi gittikçe azalıyor. İnsanlar flulaşıyor. Dışarısı güzelleşiyor. Akıp giden ağaçların güzelliğiyle bütünleşiyorum. Yağmur ve rüzgarı duyumsamaya başlıyorum. Bir güneş doğuyor içime.
Zeytin çekirdeği... 99'luk.Esma’ül-Hüsna_99.Herbiri bir ismi simgeliyor.tesbihi çektikçe her bir esmanın tecelligahı oluyor mürid. Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmış oluyor. Kemal mertebesine doğru üruc ettikçe zeytin çekirdeğinin izleri kayboluyor. Yani o tesbihi çektikçe esma ile bütünleşiyorsun. Kimbilir kaç yılda. Yaşamak böyle bir şey. Böyle yaşamak ne güzel: Allah'la...Parmaklarınız her bir taneye değdikçe; bir halkanın, bir dairenin verimli dönüşüne katılmış olacaksınız. Çizgisel ilerleme safsatasının insanı tanrılaştıran, Tanrı'yı kovan-etkisiz hale getiren itikadi inhirafından kurtulacaksınız. 'La ilahe illallah' dedikçe yaşadığınızın farkına varacaksınız. Evreni, varlıkları ayakta tutan bu sözdür. Bu söz söylenmezse her şey bir yokluğa mahkum edilmiş demektir. Bu sözün kabullenilmeyişi, yokluğu kıyamettir. Bu sözün bilinçle, kalble tekrarlanışı kıyamdır.
tesbihte inanılmaz lezzetler var. Derin anlamlar var; niyetin sahih olursa. Bir tesbihiniz olsun sizin de. Fazla modern olmazsınız böylece. Modernizme bir küçük meydan okuma olabilir.Hele bir de Allah dedirtiyorsa, esteğfirullah dedirtiyorsa... Allah'a yaklaştıran, yozlaşmaktan uzaklaştıran bir araç.
Allah u ekber ve lillahil-hamd....''(Mustafa Nezihi_Dünya bizim)