“Hiçbir ayna, tekrar demir olmadı. Hiçbir ekmek dönüp de yeniden buğday olmadı. Hiçbir üzüm tekrar koruk hâline dönmedi.
Piş ve olgunlaş, yani iyice yan ki, bozulmaktan kurtul!”

26 Ağustos 2011 Cuma

belki bu gecedir?....




Rahman, Rahîm olan Allah’ın ismiyle


1- Şüphe yok ki biz onu (o Kur’ânı) Kadir gecesinde indirdik.

2- Kadir gecesinin ne olduğunu (onun kıymetini) sana ne bildirdi?

3- Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.

4- Melekler ve rûh (Cebrâîl), onda (o gece), Rablerinin izni ile her bir iş için peyderpey iner(ler).

5- O (gece), fecrin doğuşuna (gün ağarana) kadar selâmettir.






15 Ağustos 2011 Pazartesi

Bu Ramazan'ı Son Ramazan'ın Bil

keşke beni saran kabuğum bu kadar ince olsa ve yine keşke kırılınca kabuğum içinden saf,temiz ve güzel bir papatya çıksa...bakara suresiyle başlayan deşilme,yarılma hali,ramazanla devam ediyor hayatımda.herkes ramazanı kendi kadar yaşar...ben nasılım?ramazan nasıl dahil oldu hayatıma?neler değişti,neler eklendi_eksildi?
başladığım halimle şimdiki halim aynımı?(ahhh....)

bakara suresine başladıktan sonra,ayetler üstüme üstüme gelmeye devam ederken,kendimi su borusu gibi hissetmeye başlamıştım.hani aslında sağlam gibi gözüken ama tazzikle suyu verince heryerinden sızdırmaya başlayan bir boru gibi.bir yeri yamamaya çalışırken öbür taraftan patlak veren,yamadığımı sandığım taraflardan tekrar sızma yapan,en son baş edemeyip tamirini bıraktığım ve paramparça olmuş bir boru gibi hissediyordum kendimi.üstüne geldi ramazan!ve herkes ramazanı kendi kadar yaşar,cümlesinin dehşet verici gerçekliğiyle başladığım gibi devam ediyor ramazan.her yerimden sular sızıyor...bilsem ki akan sular içimdeki kirler,bırakacam sızsın içinden nilüfer çıkar belki ama biliyorum ki tutmak isteyip de tutamadıklarım sızanlar elimde kalacak olan korkutuyor beni.
keşke,elimden kayıp giden kıymetli anlara,her geceyi kadir bilip,Rabbin yanında kıymetimin artması için ihya edilmesi gereken gecelere,yanlızlığımı sükun verici bir güzelliğe dönüştürerek,kur'an'la-duayla ülfetimi arttıramadığım günlere...keşke keşke demeseydim....
keşke bir hedef koyarak başlasaydım ramazana,genç gönüllüler gibi..
(bundan sonra hergün....şu kadar...şunu yapacağım...)
keşke hem yapsaydım hem de yapmıyormuş gibi durabilseydim..
Sevgiliyle paylaşılmış mahrem bir sır gibi,
öyle ya yapılanlar sadece O'(cc)nun için.....
keşke herkesi gül,kendimi diken görebilmeyi hedefleyebilseydim.
karşıma çıkan züleyhalara,firavunlara,ateşlere karşı,yusuf(as),musa(as)ve ibrahim(as) gibi olabilseydim.karanlıklar içinde kalınca yunus(as)gibi O(cc)'na teslim olup,tesbihata sarılabilseydim..
keşke hiç keşke demediğim bir ramazan_ömür sürebilseydim....
keşke ramazanı,günlerini_gecelerini namaz,dua,sadakayla geçirebilseydim.
ve keşke kırık dökükde olsa amellerim,ihlasla sevabını bağışlayabilseydim,dedikodumu yapanlara,arkamdan konuşanlara,bana bir yudum suyu dahi çok görenlere...
yumuşak başlılık rıza makamını geçmiştir,müjdesine layık olabilmek için.
keşke bu ramazanı son ramazanımmış gibi ihya edebilseydim..
keşke bu kadar çok keşke demeseydim...
gönle düşenler böyle malesef,dualarınızı bekliyorum...
belki kul olmak nasip olur...
 subhanallahi ve bihamdihi subhanallahil azim vebihamdihi estağfirullah..




13 Ağustos 2011 Cumartesi

şehr-i ümmet...

'kim,inanarak ve sevabını Allah(cc)'tan umarak Ramazan gecelerini ihya ederse,geçmiş günahları affolunur.'
(Efendimiz(sav)'in büyük müjdelerinden,layık olana!)

ya Allah,ya Nur,ya Hakk,ya Allah...
subhanallahi ve bihamdihi subhanallahil azim vebihamdihi estağfirullah..

pencereme düşen ay,dolunay yakın artık...
göğe bakmaya korkar oldum,bitiyor geçiyor..
şevval hilalinin gölgesi yaklaştı,ramazana....
korku-ümit....
itikaf vakti yaklaşıyor..
daha da bir susma,çekilme,yoğun ibadet zamanları geliyor..
dışarıda daha az vakit geçirmeliyiz,bayramlık alışveriş falan yapılacaksa şimdiden yapılmalı,yaprak sarılacaksa sarılıp dipfirize atılmalı,büyük temizlik yapılacaksa yapılıp bitirilmeli.sakin kalınmalı son 10 gün,arefe günü..
şu ramazan eğlenceleri furyası bitmeli artık,eğlence zamanı değil ki ramazan.ramazanın neşesi,iftar anı ve sahur,mukabele-kur'an,istiğfar,arınma,teravih,teravih dönüşü yenen dondurma belki:).
ama geceyi dışarda onca kalabalığın içinde,gürültü,karışıklıkla geçirip,gündüzüde uyku,serilme,kendini ordan oraya atma haliyle geçirirsek,ya da (sofralarda kalan) türlü çeşit iftarlık hazırlıklarıyla geçirip günü,iftardan sonra ağırlık çöküp kalakalırsak olduğumuz yerde,
zaten nazlı sevgili ramazan,gücenir....
kimselere bakmadan,sadece kendimizi tamire çabalayarak geçirebilsek
bu günleri.teravihi hızlı kıldırıyorlar,ya benim kendi kıldığım namazlarım!,
kısa sureler okunuyor sürekli,ya benim ezberindeki sureler-
ben nelerle kılıyorum her zaman!,
oruç tutmuyorlar,acaba benim orucum kuru bir açlıktan mı ibaret!......
eleştirmeden,konuşmadan duayla geçirmeye çalışsak bu günleri,tutamayanlara Rabbin merhametiyle tutmak nasip olsa,
bize de ihlasla oruç tutabilmek...
affolunabilsek bu ramazan cümle Muhammed ümmetiyle beraber.
Efendimiz(sav)'in en kuvvetli sünnetlerinden biri tebessüm etmek,diğeri de Ümmet-i Muhammed(sav)'e dua etmek demişti hocam.sahur,vakt-i seher vakti, gece ibadetine alışmak için mükemmel fırsat ve dua etmek için.sahurda bereket var diyor ya Efendimiz(sav),vakit de bereketleniyor sahurları.
yaza gelen ramazanımızı hayatımıza rahmet bilelim,ecri daha büyük,
hali daha güzel,daha anlamlı.
Hz.Ömer(ra)'a en sevimli gelen şeylerden biri de yazın,uzun ve sıcak günlerde oruç tutmakmış,ne anlamlı.
"Allah'ım, Seni sevmeyi ve Seni seveni sevmeyi ve Senin sevgine beni yaklaştıracak şeyi sevmeyi bana nasip et
ve Senin sevgini bana kendimden(nefsimden), âilemden ve (sıcak ve harâretli günde) soğuk sudan  daha sevimli kıl."
(EFENDİMİZ HZ MUHAMMED (s.a.v) in DUALARINDAN)
ey sevgili!
ne geç kaldın ne de erken geldin tam vakti...
bir şiirden bir bölümdür bu ama bana hep umut olur.
eyvah! vah' ve ahh!'la düştüğüm zaman yerlere hatta daha da aşağılara,silkinmeme yardımcı olur hep.
hep beraber silkinelim geçen geçti belki ama daha da kıymetlisi yaklaşıyor,istiğfarla arınmaya çalışıp kalan günleri daha da ziyadesiyle değerlendirmeye çalışalım inşaallah.(önce kendime yazdım sonra da ramazan geçiyor anlamadan diye hayıflananlara )


ya Allah,ya Nur,ya Hakk,ya Allah...

subhanallahi ve bihamdihi subhanallahil azim vebihamdihi estağfirullah..



8 Ağustos 2011 Pazartesi

bir istanbul rüyası...

cumartesi sabahı istanbul'a doğru yola çıktık apar topar.eşimin amcası istanbul'a gidip gelecekti bir günlüğüne,bizde o'na yol arkadaşı olduk.nasıl özlemişiz istanbul'u,nereye bakacağımızı,kısacık zamanda nereleri ziyaret edeceğimizi şaşırdık.ilk önce Hüdai hz.lerini ziyaret ettik,ardından üsküdar sahilden deniz otobüsüyle eyüp sultan hz.lerine.tadilattaydı türbe,hınca hınç doluydu avlu ama çok güzeldi yinede nefes aldık hamdolsun.zaman kısıtlı,ay ramazan olunca daha fazla bişey yapamadık malesef.ama yine de çok güzeldi tüm yorgunluğuna değdi,hele eşim dönüş yolunda hala rüyada gibiydi,Hocamızla iftar edip,teravih namazı kılmak nasip oldu kendisine.dostlar,istanbul sizinle bütünleşmiş gönlümde,baktığım heryerde siz vardınız yanımda gibiydiniz hamdolsun,orda kaldığım gece rüyamda bile sizinle beraber sahur hazırlıyorduk:)en kısa zamanda yeniden gidip doya doya gezebilmek duasıyla gözümüz,gönlümüz arkada geri dönmek zorunda kaldık.

4 Ağustos 2011 Perşembe

dua..


Allahım! Ben senin kulunum. Senin kulların olan ana ve babanın bir evladıyım. Nâsiyem (perçemim) senin elindedir. Benim üzerimde ancak senin hükmün cereyan eder. Biliyorum ki benim hakkımda verdiğin hüküm, adâletin ta kendisidir. Rabbim, kullarından herhangi birine öğrettiğin veya kitâbında indirdiğin ya da bilgisini kendinde gizlediğin her bir güzel ismin hürmetine senden niyâzım şudur ki: Kur’an’ı, gönlümün neşesi, sadrımın nûru, hüzün ve kederimin çaresi eyle.”
                              (Allah Resûlü'nün(sav) öğrettiği  dualardan)
Kur’an’ı, gönlümün neşesi, sadrımın nûru, hüzün ve kederimin çaresi eyle.

Kur’an’ı, gönlümün neşesi, sadrımın nûru, hüzün ve kederimin çaresi eyle.

Kur’an’ı, gönlümün neşesi, sadrımın nûru, hüzün ve kederimin çaresi eyle.

1 Ağustos 2011 Pazartesi

beden ruhun avuçlarının içinde....

         
Yolculuk bilinmeze doğrudur.
Geceler sıralandıkça bilinmeze biraz daha yaklaşılır.
İlahî kaynaktan  alınan ilhamla tapınaklardan
bereketli çeşmeler akmaya başlar:
          Bu ay
          Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı;
          'Bilinmez'i bilirler, bilseler ağlamayı...
                        (Necip Fazıl Kısakürek)

Şeriatta - Tarikatta Oruç

Şeriatın orucu; gündüz olunca, yemekten, içmekten beri durmak
ve meşru münasebeti terktir.
Tarikatın orucu, gece gündüz, bütün duyguları cümle haramdan korumaktır.
Kötü, akla uymayan şeyleri zahirde olduğu gibi batında da terktir.
Anlattığımız hareketlerin biri yapıldığı takdirde oruç batıl olur.
Şeriat orucu muvakkattir.
Fakat, tarikat orucu ebedidir; ömür boyunca devam eder.
Asıl oruç budur.
Çünkü Peygamber S.A. efendimiz bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur :
'Birçok oruç tutanlar vardır ki, tuttuğu orucun, yalnız açlığı
ve susuzluğu yanına kalır.'Dolayısı ile birçok oruçlular, iftar eder
ve birçok iftar edenler, de oruçlu durur..
Yani, duygularını kötülüğe kaymaktan korur.
İnsanlara eliyle, diliyle eza etmez..
Allah-ü Teâla'nın:'Oruç benim içindir, mükâfatını ben veririm.'
Diye tarif ettiği oruç budur.
Bu yüce orucu tutanlar için Peygamber S.A. efendimiz de şöyle buyurur:
'Oruçlunun iki sevinci vardır; biri iftar anında; öbürü de görüş anında...'
Şeriat ehli bu Hadis-i Şerifi tefsir ederken der ki: -
İftar'dan maksat, gün battığı zaman, yemeğe başlanmasıdır.
Görüşten murad ise, bayram hilâlinin görünmesidir.
Allah (c.c.) fazlı, keremi ile, bize bu orucu ve bu sevinci ihsan eylesin...
Tarikat ehli der ki :İftardan murad,
cennetteki nimetleri yemek için oraya girmektir.
Görüşten murad ise, sır gözü ile açıktan Allah-ü Teâla'ya nazardır
Allah, cümlemize nasib eylesin.
Bu oruçlardan başka bir de hakikat orucu vardır; o da kalbi,
Allah'ın zatından gayrına tapmaktan almaktır.
Sır âleminde onun sevgisinden gayrını müşahede etmemektir.
Çünkü insan, onun için yaratılmıştır. Bunu, o bize haber verir:

'İnsan benim sırrım, ben de onun sırrıyım.'
Sır Allah-ü Teâla'dan bir nurdur; ondan gayrına meyli sevmez.
Onun için Allah'tan başka sevgili, rağbet edilecek kimse ve matlup
bu âlemde olamaz; âhirette de olamaz.
Kalbe; Allah sevgisinden başkası girince, hakikat orucu bozulur.
Onu yeniden kaza etmek gerekir.
Tekrar onun sevgisine dünya ve âhirette ermeyi ve kavuşmayı
arzulamaya dönmek icâb eder. Çünkü, Allah-ü Teâla buyurdu:

« Oruç benim içindir, ecrini ben veririm.»
                          (Gavsül Azam Abdülkadir Geylani Hz. Sırrül Esrar)
.............................................................................................   
“Kim bir Müslüman kardeşine iftar vakti yemek yedirirse,
onun sevabı kadar da kendisine sevap yazılır.
Yemek yedirdiği kimselerin sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
                                               (hadis_i şerif) 
              
 Aziz Mahmud Hüdai Vakfı