“Hiçbir ayna, tekrar demir olmadı. Hiçbir ekmek dönüp de yeniden buğday olmadı. Hiçbir üzüm tekrar koruk hâline dönmedi.
Piş ve olgunlaş, yani iyice yan ki, bozulmaktan kurtul!”

27 Kasım 2011 Pazar

sus(ama)mak!

susabilsem,söylediğim herşey pişmanlık,geceleri uykum kaçıyor çoğu,yine çok konuştum,neden konuştum..vs diye.küçükten böyleydim zaten,ne çok pişmanlık var hayatımda,konuşmasam sussam,dinlesem.ama gerçekten sussam,içimle beraber,dışım sükun içim fırtına olmasa.illa fikir beyan etmek zorunda değilim herşeyde.kaç kere duymuş,okumuşumdur bu mübarek hanımın kıssasını,ama hiç şimdi ki kadar anlamlı gelmemişti.ayetlere bile yorum katabiliyorum çoğu zaman,bırak normal konuları,ne deli cesareti....
yazılarımdan çok pişmanlık duymuyorum nedense,acaba yazarken okunabilme ihtimali olduğunu düşünüp,daha bir seçerek mi yazıyorum.ama ben iliğime kemiğime kadar biliyorum ki,ilahi kasetim doluyor,söylediğim dünyaya düşen her kelimem asılı kalıyor havada,yakama an gelip yapışmak üzere.daha öncede olmuştur meylim susmaya dair ama....
''Hamuş!.. Dedi Mevlana kendisine Hamuş!… Yani Suskun!… Sustuğu yerde açıldı kapılar önüne serildi ışıltılı kelimeler kalbi duygular… Hamuş!.. dedi sustu Mevlana… Sustu ve kapandı karanlıklara… Karanlıklara Şems doğdu sonra… Baktı… Gördü… Adına Aşk dedi… Candan özge candan öte olana… Yaprakta tohumu damlada okyanusu gördü sonra…''
susarsam kainatın sesini,kalbimin sesini duyabilirim belki yada susarsam,aşık olurum belki bende,hiç çok konuşan aşık bilmem,susar aşıklar,yemeden içmeden kesilirler ama ille susarlar,derin derin dalarlar...
karmakarışık bişeyler oldu galiba,yazılarımdan pişman olmuyorum pek dedim ya,muhtemelen bundan pişman olacağım......

20 Kasım 2011 Pazar

cehalet mutluluktur!




















akşam izlediğimiz bir filimde karşılaştığı olayların garipliği karşısında uykuları kaçan bir polis;'cehalet aslında mutlulukmuş,eskiden yaşadığım dünyayı anladığımı sanıp bebek gibi uyurdum şimdi dünyanın gerçek yüzünü gördükçe uyuyamıyorum'tarzında bir cümle kurdu.bende çakan şimşekler,tefsir derslerinden sonra çoktan uykuyu döneği kaybetmeliydim aslında,gözyaşı yoldaşım,dua sığınağım olmalıydı ama...
cehennemin korkusundan uyuyamıyorum demiş bir mübarek(ismini hatırlayamıyorum),tanıyorum,biliyorum bu korkuyu yakinen,12-13 yaşlarındaydım geceleri uyuyamazdım,kıyamet korkusundan,haberleri dinleyemezdim,gecelerim gözyaşı ve duayla geçerdi,namazın,duanın sığınak olduğunu o zamanlar farketmiştim sonra geçti hepsi,dünya sarıp sarmaladı,mutlu oldum arkadaşlarımla!!ailemle!,kardeşlerimle!kıyafet derdim oldu,dersler hedefim...sonra üniversiteye hazırlanırken tekrar baş gösterdi korkularım,namaz yoktu hayatımda o zamanlar göğsüm daralırdı,nefes alamazdım korkardım hem de çok,namaz girdi yeniden hayatıma ozamanlar,rahatladım,nefes almaya başladım,sonra tümüyle değişti hayatım.islamı öğrenmeye başladım,evlendim.bundan 11 sene öncesi,korkularım öğrendiklerim karşısında şiddetlenmişti,gökgürültüsünün sesiyle benzimin sarardığını evin içinde oradan oraya koşuşturduğumu hatırlıyorum,Salaten Tüncina duası sığınağımdı,hemen hergün okurdum.sonra Hatice Ablayla derslere başladım,azaldı korkularım yavaş yavaş,olması gerekektiği gibiydi halim başlarda ama sonra kaçtı ipin ucu.Rabbin Rahmetini gaflet olarak yorumladı nefsim,körleşip sağırlaşmaya başladım sanki.derslerin etkisi akşama kalmamaya başladı,sarhoş gibi çıktığım derslerin akşamı-sabahı ahh! ve vahh!larla devam etti hep.cehalet öğrendiklerin karşısında hiçbir şey yapmamak galiba.oysa 'biz size ağır bir yük yükledik'diyor Rab.benim halimse yükün mahiyetini öğreneyem taşırsam taşırım taşıyamazsam.....
öyle karmakarışığım ki hayat devam etmeli haliyle beraber,
çıkamıyorum içinden içimden...
2 ay olmuş bloğa yazı yazmayalı,taşınmak,yerleşmek...aslında ne çok şey var yazmak istediğim,ama bomboş geliyor şimdi herşey.yaşadığın hayata alışmak,unutmak,insana verilen en büyük ceza,buraları geçebilenler evliya.hayatımın kırılma noktalarını bulmaya çalışıyorum şimdi.okulda çocuklar kıyameti,alametlerini,kabri anlatmamı istediler,ablama sordum napayım diye,senden bunu istemeleri garip olmuş pınar sen korkarsın dedi.ama ben korkmadım,okudum,araştırdım anlattım,normal bişeyler anlatır gibi,anlattım geçti...neleri kaybediyorum yaşadığım hayat içinde,nelere alışıyorum,farkındalığım yok olmak üzere sanki...
herkes kendi hidayeti için,ihtiyacım olana beni hidayet et diye içten,yanarak Fatiha Suresini çokça okumalı dedi ablam.farkında,bilerek yaşamak ihtiyacım galiba.Huzeyfe(ra)namaz kılan(yatıp kalkan)bir adam görünce ne zamandır böyle namaz kılıyorsun diye sormuş,40 sene diyince adamcağız bu namaz seni hiç bir yere götürmez!...namaz farkındalığına ihtiyacım var,kainata bakışımı çevirip,gönül gözümle ayetleri okumaya ihtiyacım var.o zamanlar bulunduğum halden çıkmak için çok çabalamıştım,o zamanları özleyeceğimi hiç düşünmezdim ama korkuyla,gözyaşıyla uyanık geçen gecelere ihtiyacım var,öğrendiklerimle amel etmeye,hayatımı islam üzere yeniden şekillendirmeye,bolca duaya ve dua edebilmeye ihtiyacım var...