“Hiçbir ayna, tekrar demir olmadı. Hiçbir ekmek dönüp de yeniden buğday olmadı. Hiçbir üzüm tekrar koruk hâline dönmedi.
Piş ve olgunlaş, yani iyice yan ki, bozulmaktan kurtul!”

2 Aralık 2011 Cuma

muhteşem süleyman...

perşembe günü okulda Talha Uğurluel'in  muhteşem süleyman isimli semineri vardı.güzeldi hamdolsun,öğrencilerde farklı bir ufuk,muhabbet oldu sanki.ne çok ihtiyaç var böyle hakkıyla anlatılmasına tarihimizin,eğer bir yerlerde görürseniz bu seminirin ilanını katılmanızı tavsiye ederim.tarihiyle yüzleşmekten ne çok korkan bir milletiz malesef,kilit altında herşey.nedeni niçini tartışılır,polemik oluşturmak istemem burda,ama koca bir geçmişi ya yok sayıyoruz,ya karalıyoruz.seminerin genel konusu muhteşem yüzyıl adlı dandik(özür dilerim ama bişeyler eklemeliydim ismin yanına aslında daha fazlasını hakediyorlar)diziye tarihi gerçeklerle cevap vermekti.semineri izlerken geçmişe gittim yeniden içimden çıkmayan bir utancım var benimde Hürrem sultan'a karşı,yıllar önce kiraze diye bir kitap okumuştum,ardından istanbul'a gittiğimizde süleymaniyede sultan süleyman'ın mezarını ziyaret edip,hürrem sultanın türbesine sırtımı dönmüştüm,bir fatiha okumadan hatta ona okumam gibi bişeylerde söylemiştim herhalde,dehşete düşmüştü eşim.Allah'tan  Osman Hocamız eşime Osmanlı kitabını hediye etmiştide,farklı bir bakışla yeniden tanışıp özür üstüne özür dilemiştim sultan vahdettinden,hürrem sultandan...işin acı tarafıda doğru dürüst şikayet almıyormuş dizi,farazi bir adla,dizidekiler hayal ürünüdür,kurgudur falan dense bir nebze diyeceğim ama öyle de demiyorlar herhalde...kurduğu vakıflarla değilde,yüzükleriyle,kıyafetleriyle anıyoruz hürrem sultanı...mevzu derin çok şey söylemek istiyorum ama,kelimeler bile kısır hınçlı bir öfke hissediyorum...kanımız donmuş sanki,kapısında st.sophia yazan mübarek ayasofyaya nasıl alışmışsak,haremden gecelik kız beğenen!!!!,öyle gösterilen kanuniye de,hayat felsefesi takıp takıştırmak,saray entirikaları çevirmek olan hürrem sultanada öyle alıştık.oysa almanlarca bile en büyük kanun koyucular arasında sayılır Kanuni,bir mektubuyla çarları dize getirir,ömrünü sefer meydanlarında geçirir,vakfiyeleri hala devam eder hürrem sultanın ama biz vakfiyelerini değilde yüzüklerini meşhur ettik...dizinin reklamına,afişine bile gözüm ilişince korkuyorum yarın Kanuni benden hesap sorarmı yapamadığım hiçbişey yüzünden....dedim ya çok şey var söylenecek....

''Ne Osmanlı padişahının annesi, padişah sefere çıkınca sarayda entrikalar çevirir ne de padişahların özel hayatının günümüzde bile ağzımıza alamayacağımız şekilde aksettirilir. Kanuni’nin odasında bulunan Hırka-i Şerif gibi diğer dini objeler oradayken nasıl böyle bir çarpıklığa insan inanabilir. Bunlar, Avrupa’nın tarihini anlatıyorlar, tarihi yanlış anlayanlar mutlaka olacaktır ama dikkat edilmesi gerekiyor.osmanlıya oryantalist bakış açısıyla bakılıyor nedense. Osmanlı Kadınefendilerini konu alan tarihi roman furyası ile dizilerle birlikte tarihin nasıl bu kadar acımasızca karalanabileceğini ve masum insanlara nasıl bu kadar kolay iftira atılabileceğini görmüş bulunmaktayım.Dünyayı yöneten bir sarayın mensuplarına ithaf edilen akıl almaz hafifliklerde aslında gerçeklerle bağdaşmıyor,nedense senaristler bunların farkında değil.gayri ahlaki tavırlar içinde gösterdikleri Osmanlı Kadınları, en büyük hayır kurumları ve camileri inşa ettirmiş, para ve makam düşkünü karalamalarına karşı Onlar, dev külliyelerle toplumun hayatına hayat olmuş, cahil ve evinden çıkamaz iftiralarına karşı da en büyük okulları inşa ederek cevap vermişlerdi. O dönemdeki bir çok devlet başkanı tarafından bile saygı gören büyük bir padişahı ve ailesini, sarayda çeşitli entrikaların içinde yer almış gibi yansıtmak tarihe yapılan bir saygısızlıktır.'' talha uğurluel

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Duygulari,a tercuman olmussun kalemine saglik canim

Aklı Karışık Bir Anne dedi ki...

Söyledikleriniz çok güzel fakat şu an iyi veya kötü o dizi yayınlanmıyor olsaydı her evde Kanuni, Hürrem ve Osmanlı konuşuluyor olmaz; bu gibi konferanslar yapılmaz ve yapılsa dahi bu kadar ilgi görmezdi diye düşünüyorum. Şu anda lise öğrencileri eskiye nazaran daha çok şey biliyorlar Kanuni hakkında; en azından kim olduğu hakkında fikirleri var. Önceden böyle miydi? Ezberlenir unutulurdu bunlar. Osmanlı'yı sevenler dahi daha çok şey öğrenir oldu sevip de pek bilmediği Osmanlı hakkında, daha çok sahiplenir oldu daha çok sorumluluk duygusu hissetmeye başladı. Derler ya reklamın iyisi kötüsü olmaz diye; bence de dizi günlük konuşmaların seyrini dedikodulardan çıkarıp tarihî konuşmalar seviyesine yükseltti gibi geliyor bana... Sevgiler:)