susabilsem,söylediğim herşey pişmanlık,geceleri uykum kaçıyor çoğu,yine çok konuştum,neden konuştum..vs diye.küçükten böyleydim zaten,ne çok pişmanlık var hayatımda,konuşmasam sussam,dinlesem.ama gerçekten sussam,içimle beraber,dışım sükun içim fırtına olmasa.illa fikir beyan etmek zorunda değilim herşeyde.kaç kere duymuş,okumuşumdur bu mübarek hanımın kıssasını,ama hiç şimdi ki kadar anlamlı gelmemişti.ayetlere bile yorum katabiliyorum çoğu zaman,bırak normal konuları,ne deli cesareti....
yazılarımdan çok pişmanlık duymuyorum nedense,acaba yazarken okunabilme ihtimali olduğunu düşünüp,daha bir seçerek mi yazıyorum.ama ben iliğime kemiğime kadar biliyorum ki,ilahi kasetim doluyor,söylediğim dünyaya düşen her kelimem asılı kalıyor havada,yakama an gelip yapışmak üzere.daha öncede olmuştur meylim susmaya dair ama....
''Hamuş!.. Dedi Mevlana kendisine Hamuş!… Yani Suskun!… Sustuğu yerde açıldı kapılar önüne serildi ışıltılı kelimeler kalbi duygular… Hamuş!.. dedi sustu Mevlana… Sustu ve kapandı karanlıklara… Karanlıklara Şems doğdu sonra… Baktı… Gördü… Adına Aşk dedi… Candan özge candan öte olana… Yaprakta tohumu damlada okyanusu gördü sonra…''
susarsam kainatın sesini,kalbimin sesini duyabilirim belki yada susarsam,aşık olurum belki bende,hiç çok konuşan aşık bilmem,susar aşıklar,yemeden içmeden kesilirler ama ille susarlar,derin derin dalarlar...
karmakarışık bişeyler oldu galiba,yazılarımdan pişman olmuyorum pek dedim ya,muhtemelen bundan pişman olacağım......
2 yorum:
ya hayır söyle ya da sus dendiğine göre... biliyorum hoşlanmazsın güzel huylarının söylenmesinden ama, konuştuğunda da hep hayır konuşuyorsun gibi geldi bana:)
doğru söze ne denir hilal...
Yorum Gönder